ALTININ VAR MI?

ALTININ VAR MI? Bir gün Abdülkâdir Geylânî'ye; "Bu işe başladığınızda,bu yola adım attığınızda, temeli ne üzerine attınız? Hangi ameli esas aldınız da böyle yüksek dereceye
ulaştınız?" diye sordular. Buyurdu ki:

"Temeli sıdk ve doğruluk üzerine attım. Aslâ yalansöylemedim. Yalanı kâğıda bile yazmadım ve hiç yalan düşünmedim. İçim ile dışımı bir yaptım. Bunun için
işlerim hep rast gitti. Çocuk iken maksadım, niyetim,ilim öğrenmek, onunla amel etmek, öğrendiklerime göreyaşamaktı. Küçüklüğümde Arefe günü çift sürmek için
tarlaya gittim bir öküzün kuyruğundan tutunup,arkasından gidiyordum. Hayvan dile geldi ve dönüp bana; "Sen bunun için yaratılmadın ve bununla
emrolunmadın." dedi. Korktum, geri döndüm. Evimizin damına çıktım. Gözüme, hacılar gözüktü. Arafat'ta vakfeye durmuşlardı. Anneme gidip; "Beni Allahü
teâlânın yolunda bulundur. İzin ver, Bağdad'a gidip ilim öğreneyim. Sâlih zâtları ve evliyâyı bulup ziyâret edeyim." dedim. Annem sebebini sordu,
gördüklerimi anlattım. Ağladı, kalkıp babamdan mîrâs kalan seksen altının yarısını kardeşime ayırdı.Kalanını bana verip, altınları elbisemin koltuğunun
altına dikti. Gitmeme izin verip, her ne olursa olsun doğruluk üzere olmamı söyleyip, benden söz aldı.

"Haydi Allah selâmet versin oğlum."

Allahü teâlâ için ayrıldım. "Artık kıyâmete kadar bir daha yüzünü göremem." dedi. Küçük bir kâfile ile Bağdad'a gitmek üzere yola çıktım. Hemedan'ı geçince,
altmış atlı eşkıyâ çıkageldi. Kâfilemizi bastılar.Kervanı soydular. İçlerinden biri benim yanıma geldi."Ey derviş! Senin de bir şeyin var mı?" diye sordu.
"Kırk altınım var." dedim. "Nerededir?" dedi."Koltuğumun altında dikili." dedim. Alay ediyorum zannetti. Beni bırakıp gitti. Bir başkası geldi, o da
sordu. Fakat, o da bırakıp gitti. İkisi birdenreislerine gidip, bu durumu söylediler.

Reisleri beni çağırttı. Bir yerde, kâfileden aldıkları malları taksim ediyorlardı. Yanına gittim. "Altının var mı?" dedi. "Kırk altınım var." dedim. Elbisemin koltuk altını sökmelerini söyledi. Söküp, altınları çıkardılar. "Neden bunu söyledin?" dediler. "Annem, ne olursa olsun yalan söylemememi tembih etti.Doğruluktan ayrılmayacağıma söz verdim. Verdiğim sözde
durmam lazım." dedim.

Eşkıyâ reisi, ağlamaya başladı ve; "Bu kadar senedir ben, beni yaratıp, yetiştiren Rabbime verdiğim sözü bozuyorum." dedi. Bu pişmanlığından sonra tövbe edip,haydutluğu bıraktığını söyledi. Yanındakiler de,"İnsanları soymakta, yol kesmede sen bizim reisimizidin, şimdi tövbe etmekte de reisimiz ol" dediler.
Sonra, hepsi tövbe ettiler. Kâfileden aldıklarımalları sâhiplerine geri verdiler. İlk defâ benimvesîlemle tövbe edenler, bu altmış kişidir."
etiketler altının var mı kıssa dan hisse etkileyici yazılar güzel yazılar
Yönetici tarafından sisteme eklenen bu içerik 12292 kez görüntülenmiş.Bu içerik hakkında toplam 0 yorum yazılmış.Bu içeriğe yorum yazmak isterseniz alttaki formu kullanabilirsiniz.
 

YAZILAN YORUMLAR

KATEGORİYE SON EKLENENLER

  • Görebilmek
  • ZAMANI NASIL YÖNETMELİYİZ?
  • VAV İLE ELİF
  • İNSAN ALLAH(C.C.)'A BORÇLUDUR
  • MERHABA DİYEBİLELİM HAYATA
  • PİS DÜNYA
  • İKİ ÇAY BİR SİMİT
  • SEVGİYE HASRET
  • KELEBEĞİN GAYRETİ
  • HAZIR CEVAPLAR
  • SEÇME ÇİN ATASÖZLERİ
  • DÜNYA ÜLKELERİNDEN SEÇME ATASÖZLERİ
  • KİTABIN ÖNEMİ
  • EŞEKLE YOLCULUK
  • BABA VE OĞLU
  • SPONSORLAR

    Eğitim Sitesi
     

    Copyright (c) Materyaller.Com Eğitim Materyalleri Eğitim Siteleri