AÇIKLAMALI TÜRKÇE DEYİMLER SÖZLÜĞÜ

A`dan Z`ye kadar deyiminin anlamı, açıklaması:Bütünüyle, baştan aşağı."Bu sınıfın düzeni a`dan z`ye kadar bozuk."

Aba altından sopa göstermek deyiminin anlamı, açıklaması: Sakin, yumuşak görünmekle birlikte karşısındakini gizliden gizliye korkutmak."Sakın onlara aba altından değnek göstermeye kalkma, yoksa kaçırırsın."

Abacı kebeci deyiminin anlamı, açıklaması:Olur olmaz kimseler,ne olduğu belirsiz kişiler

Abacı, kebeci, ara yerde sen neci? deyiminin anlamı, açıklaması:"Tamam, ilgililer bu işe karışabilirler, ama sen neci oluyorsun" anlamında kullanılır.

Abanmak deyiminin anlamı, açıklaması:Birine yük olmak,onun sırtından geçinmek

Abayı yakmak deyiminin anlamı, açıklaması:Gönül verip âşık olmak, tutulmak."Türkmen kızına abayı yakalı beri, sazı elinden düşürmez oldu."

Abbas yolcu deyiminin anlamı, açıklaması:1. Yola çıkmaya kesin kararlı."Abbas yolcu! Daha fazla oyalamayın." 2. Ölmek üzere (olan). "Komaya girdi, abbas yolcu mu ne?"

Abesle iştigal etmek deyiminin anlamı, açıklaması:Yersiz, yararsız, boş ve anlamsız şeylerle vakit geçirmek."Şu yaşa geldin, ama abesle iştigal etmekten vazgeçmedin."

Abuk sabuk konuşmak deyiminin anlamı, açıklaması:Düşünmeden, birbiriyle ilgisi olmayan, tutarsız, saçma sapan söz söylemek. "Yeter artık, abuk sabuk konuşmalarına daha fazla dayanamayacağım."

Abur cubur deyiminin anlamı, açıklaması:Yararlı olup olmadığı düşünülmeksizin rast gele yenen, yemek yerini tutmayan yiyecekler."Ne diye çocukların karnını abur cuburla doyuruyorsun?"

Aceleye getirmek (dara getirmek) deyiminin anlamı, açıklaması:1. Bir işi gerektiği gibi yapmayıp, zaman darlığından yararlanarak birini aldatmak. "Tezgâhtar aceleye getirerek gömleğin defolusunu vermiş."2. Zaman darlığı sebebiyle gereken özeni göstermemek. "Yazın hiç de güzel değil, aceleye getirmişsin."

Acemi çaylak deyiminin anlamı, açıklaması:Toy, tecrübesiz, beceriksiz. "Acemi çaylağa bak hele! Sen mi tamir edeceksin o saati?"

Acemilik etmek deyiminin anlamı, açıklaması:Düşüncesizce hareket etmek

Acı çekmek (duymak) deyiminin anlamı, açıklaması:1. Ağrı, sızı duymak. "Kazadan sonra çok acı çekti." 2. Üzülmek, üzüntü içinde kalmak."Eşini kaybedeli on yıl oldu ama o hâlâ acı çekiyor."

Acı soğuk deyiminin anlamı, açıklaması:Keskin, hoşa gitmeyen, çok üşütücü soğuk."Acı soğuk insanın iliklerine işliyordu."

Acı söz deyiminin anlamı, açıklaması:İnsanın gönlünü inciten, onuruna dokunan ağır söz."Bu acı sözlerine kim katlanır sanıyorsun?"

Acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek) deyiminin anlamı, açıklaması:Bir şeyin verdiği acı, üzüntü benliğinde derin iz bırakmak."Elindeki tek evi de yanıp kül olunca acısı yüreğine işledi."

Acısını çekmek deyiminin anlamı, açıklaması:Yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntüyü yaşamak."Kestiğim o ağacın hâlâ acısını çekiyorum."

Acısını çıkarmak deyiminin anlamı, açıklaması:1. Acılığını yok etmek."Yağda kavurarak acısını aldı."2. Önceden uğradığı maddî ve manevî zararı sonradan gidermek. 3. Öç almak."Bir gün bana yaptıklarının acısını senden çıkaracağım."

Aç acına deyiminin anlamı, açıklaması:Aç olarak, hiçbir şey yemeden."Bu iş aç acına yapılmaz."